USTAHASANOĞLU’NDAN SİYASET ve ŞUHUT

Cenap Şahabettin’in pek beğendiğim bir sözü vardır.’’Zirvelerde kartallar da bulunur yılanlar da.Ancak birisi oraya süzülerek diğeri ise sürünerek gelmiştir.’’Bu sözdeki ‘’kartal ve yılan’’ sembollerine takılmazsak, benim için makbul olan zirveye sürünerek ,mücadele ederek çıkmaktır.Kartalların işi kolaydır.Güçlü kanatlarıyla birkaç saniyede zirveye ulaşırlar.Siz bu anlattıklarımı insanlara ve siyasete uyarlayın, ne demek istediğimi rahatça anlayabilirsiniz.
Kırşehirli Osman Bölükbaşı, müthiş hitabeti,mücadeleci kişiliği ile meşhur olmuş bir siyaset ustasıdır.İnsanlar onun konuşmasına öyle hayranlık duyar ve merak edermiş ki,mitinglerde iğne atsan yere düşmezmiş.Maalesef bu ilgi bir türlü sandığa yansımamış ve rahmetli Bölükbaşı Kırşehir hariç hiçbir yerde varlık gösterememiştir.Osman Bölükbaşı buna rağmen millete asla küsmemiş, 40 küsur yıl sabırla,inançla doğruları söylemiş ve çile çekmiştir.Hapislere atılmış,ısrarlı şekilde kendine oy veren Kırşehir cezalandırılarak ‘’ilçe’’ haline getirilmiştir.İktidara gelememiş ancak milletin gönlünde taht kurmayı başarmıştır.Asıl iktidar budur.Aynı şekilde Alparslan Türkeş, ömrü boyunca devletine ve milletine hizmet etmiş,yüz binlerce ülkücü gencin yetişmesini sağlamıştır.Türk dünyasının efsanevi lideri olmuş ancak bir türlü iktidara gelememiştir.Türkeş her zaman yapıcı olmuş,en azılı muhalifleri bile kendisini takdir etmiştir.Osman Yüksel Serdengeçti,Necmettin Erbakan,Ferruh Bozbeyli,Muhsin Yazıcıoğlu gibi isimleri de burada zikretmemiz gerekir.
‘’Tepeden inme’’ politikacılara gelince…Zahmet çekmeden kolayca bakanlık,başbakanlık yapan insanlar görmedik mi?Şu an isimlerini bile hatırlamıyoruz.Günümüzde ‘’akraba’’ kontenjanından makam-mevki sahibi olanlar yok mu?Milletimiz kendine hizmet edenleri de ihanet edenleri de asla unutmaz.Mühim olan yalan dolanla iktidar koltuğuna oturmak değil milletin gönül sarayına girebilmektir.’’Maşeri vicdan’’ denilen şey,sandıktan,iktidardan,saltanattan,makamdan,mevkiden,koltuktan üstündür.Dava; millete hizmet etmek,bayrağı gönderden indirmemek,ezanları susturmamaktır.
Bu yazımızda Şuhut siyasetine dair tahlillerimize devam edeceğiz.İlk iki yazıda ağırlıklı olarak AKP aday adayları hakkında değerlendirmeler yapmış ve Şuhut Belediye Başkanı Recep Bozkurt’un yeniden aday gösterileceğini ifade etmiştik.Aldığımız bilgilere göre; Prof.Dr.Veysel Eroğlu hocamız Recep Bozkurt’a ‘’yola devam/hizmete devam’’demiş ve destek vermiştir.Veysel Eroğlu ve Recep Bozkurt tam 10 yıldır kader birliği ve yol arkadaşlığı yapmaktadır.Gördüğümüz kadarıyla uyumlu bir çalışma sergilemişlerdir.Yerel basına göre ; Afyonkarahisar’da adaylığını açıklayan ilk belediye başkanı Recep Bozkurt’tur.Bu erken açıklamanın sebeplerinden birisi de Veysel hocamızın desteği olsa gerek.
Yerel seçimlere iddialı hazırlanan bir diğer parti de MHP’dir.2019 yılında 50.kuruluş yılını kutlayacak olan MHP, bugüne kadar Şuhut’ta bir dönem belediye başkanlığını kazanmıştır.(Mevlüt Can-1999-2004).Partinin kurucusu ve lideri olan Alparslan Türkeş’in 1997 yılındaki vefatından sonra genel başkanlık koltuğuna oturan Devlet Bahçeli, Türk siyasetinin ‘’öngörülemeyen-ne yapacağı belli olmayan’’ isimlerindendir.1999 seçim başarısının ardından DSP ve ANAP ile koalisyon kurması,2002 yılında ‘’erken seçim kararı’’ alarak Türkiye’de siyasi dengeleri alt üst etmesi,2014 yılında CHP ile ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarması ve nihayet,15 yıl gerçekten çok sert kavgalar yaptığı AKP ile ‘’ittifak’’ yapması; Bahçeli’nin 21 yıllık siyasi geçmişinin ana başlıklarıdır.MHP,Türk siyasal hayatının önde gelen partilerinden birisidir.1975 yılından bu yana ‘’kilit parti’’ olma özelliği ile gücünü sürekli artırmış,aldığı oydan ziyade ‘’özgül ağırlığı’’ fazla olan,etkili bir fikir partidir.MHP’yi satranç tahtasında güçlü kılan şey; genel başkan veya kadroları değil ‘’özgül ağırlığıdır’’.MHP markası,her dönem ağırlığı olan,tanınan,bilinen bir markadır.Taban ‘’markaya’’ oy vermekte,kızdığı,öfkelendiği dönemlerde bile’’ partim barajın altında kalmasın’’ diye desteklemekte.Yani MHP kurumsallaşmış,aidiyet duygusu oluşturmuş ,köklü bir partidir.Türkiye’de siyasi arenada 4 ana akım vardır.Devletçi/Kemalist çizgiyi CHP,Milliyetçi ülkücü çizgiyi MHP( bir kısmı İYİ PARTİ’de),Milli Görüş çizgisini ise AKP (az bir kısmı Saadet’te) temsil etmektedir.Dördüncü çizgi merkez sağ siyaset ise önemli ölçüde AKP’ye kaymıştır.
MHP’den Şuhut Belediye Başkanlığı için ismi geçenlere gelince; ilk olarak ifade edilen Çetin Çiftçi.İlçemizin sanayici kökenli ailelerinden birine mensup olan Çiftçi,çocukluğundan itibaren Ülkü Ocaklarına,MHP teşkilatına girip çıkan,görev alan,ilçe başkanlığı yapmış fedakar bir insan.Diğer isim ;Ali Altan.Genç yaşta sivil toplum kuruluşlarında görev alan,Şuhut Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifinde başkanlık yapan,sempatik,dost canlısı bir Şuhutlu.Üçüncü isim ;Afyon Basın camiasının önde gelen simalarından Mehmet Abdioğulları.’’Mehmet’in ülkücülüğü de nereden çıktı?’’ derseniz,canlı şahidi benim.Ayrıca kulislerde ismi zikredilen İbrahim Atar,İbrahim Yıldız.İbrahim Atar’ı tanıtmaya gerek var mı,bilmem.Hayatını partisine endekslemiş bir gönül eri.İbrahim Yıldız genç yaşta önemli ticari başarılar elde etmiş ,samimi bir kardeşimiz.Bu arada isimleri geçen Muhittin Özaşkın ve Sinan Timurtaş’ın aday olacağını sanmıyorum.Görüldüğü üzere MHP de tıpkı AKP gibi çok hareketli.Bu arada Şuhut MHP İlçe teşkilatının görevden alındığını hatırlatalım.Kıbrıs gazisi merhum Muharrem Ağduk’un (nam-ı diğer Pehlivan) evladı olan Kürşad Ağduk, bilinmeyen bir sebebten dolayı görevden alınmış, yerine Abdullah Zeybek atanmış.Hayırlı olsun diyelim ve başarılar dileyelim.
Geldik İYİ PARTİ’ye.1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra MHP’de yaşanan sıkıntılar İYİ Parti’yi doğurmuştur.Seçimde 40 milletvekilliği ve 2 milyon civarında oy kaybı yaşayan MHP, nedense bu yenilginin muhasebesini yapmak yerine çatlak ses çıkaranları susturmaya çalışmıştır.Türk siyasetinde görmeye alışık olmadığımız şekilde ,mahkemeler,suç duyuruları,yürütmeyi durdurma kararları,ihraçlar….derken ülkücü/milliyetçi taban ikiye bölünmüş,ülkücüler birbirine düşman olmuştur.İYİ Parti böyle bir mücadele sonucu doğmuştur.Kuruluşunun 8.ayında seçimlere katılmış ve yüzde 10 oy alarak meclise girmiştir.Meclisin açılmasıyla birlikte MHP ve İYİ Parti arasındaki ilişkiler daha da bozulmuş,parti sözcüleri birbirleri aleyhine çok ağır demeçler vermek suretiyle tansiyonun yükselmesine neden olmuşlardır.Özellikle MHP’den Edip Semih Yalçın’ın ağza alınmayacak galiz küfürleri ,benzetmeleri gerçekten utanç vericidir.Bu iki parti; düşünce yapısı,tabanı,ruhu,hedefi itibariyle zaten ikiz kardeş gibi birbirine benzemektedir.Siyasette seviye çok önemlidir.Devlet Bahçeli ‘nin Tayyip Erdoğan’la konuşurken gözlerinin içi gülmekte; aynı şekilde Meral Akşener Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşürken sempatik tavırlar sergilemektedir.Ama bu iki lider birbirinin suratına bakmamakta,her hafta Salı günü meclis gruplarında karşılıklı hakaretler etmektedir.Buna bir an önce son verilmelidir.1980’li yıllarda ANAP ile Doğruyol arasındaki kavga bu kadar sert olmamıştı.2000 yılında Fazilet Partisi’nden kopan ve daha sonra AKP’yi kuran ‘’Erdemliler Hareketi’’ ile yuvada kalan Milli Görüşçüler, birbirlerine bu kadar hakaret etmemişti.Sayın Bahçeli, sayın Akşener! Siz neyin kavgasını yapıyorsunuz?Ey Bahçeli! Bugün hakaret ettiğin Akşener’i 2002’den itibaren niye MHP’den vekil yaptın?Madem bu hanımefendi ‘’fetöcü’’ , yoksa sizi de mi kandırdılar?Sayın Akşener! Siz 15 yıl Bahçeli’nin yanında ve emrinde değil miydiniz?İnanın sergilediğiniz görüntü ikinize de puan kazandırmaz.Daha acısını söyleyeyim; böyle giderse Tayyip Erdoğan ikiniz arasında arabuluculuk yapmak ve sizi barıştırmak zorunda kalabilir.Bu tür hareketlerin kime yarayacağını görmek gerekir.Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz kavgasını hatırlayın.Birbirlerine o kadar ağır sözler sarfettiler ki şimdi cenazede bile yan yana gelemiyorlar.Siyasette rekabete,makul ve mantıklı eleştiriye EVET,hakarete,küfre,aşağılamaya HAYIR!
Değerli okuyucularımız bu haftalık da bu kadar.İYİ Parti Şuhut Belediye Başkan adaylığı için kimlerin adı geçiyor?Saadet Partisi’nde son durum nedir? Bunları da haftaya yazalım.Hoşçakalın.

USTAHASANOĞLU