Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan haftalık yaptığı açıklamada hükümeti topa tuttu.
BELEDİYE S PLAKA GÜZERGAH İZİN BELGESİ ÜCRETİ ALMASIN.
Bilindiği gibi virüs sebebiyle okullar 15 Mart’ta kapanmıştı. Öğrenci servisi yapan esnaf o günden beri işsizdir, bir geliri yoktur. Geliri olmamasına rağmen giderleri devam etmektedir. Ev kirası, elektirik faturası, su faturası, kredi ödemleri, mutfak masrafları gibi giderleri devam etmektedir. Bunun yanında Bağ-kur prim ödemeleri, araç sigortası, araç ferdi kaza sigortası, motorlu taşıtlar vergisi, araç muayene ücreti, egzost emisyon ölçüm ücreti gibi giderleri de vardır. geliri olmayan bir insanın bu giderleri karşılaması mümkün değildir. okulların açılmasını dört gözle beklerken yapılan açıklama ile yaklaşık 1 ay daha servis yapılamayacağı görülmüştür. Yetkililerin öğrenci servis işletmelerine destek olmaları gerekmektedir. Bu konuda devletin ,
1- Bağ-Kur prim ödemlerini karşılaması,
2- Motorlu taşıtlar vergisini karşılaması,
3- Araç sigortalarında indirim yapılması,
4- Kredileri en az bir yıl süreyle ötelenmesi,
5- Fatura giderlerini karşılayabilmesi için kredi değil nakdi destek sağlanması gerekmektedir.
Ayrıca Afyonkarahisar belediyesinin S Plaka Güzergah ücretinin alınmaması ve Şöförler Odası aidatının alınmaması uygın olacaktır. Kullanılan kredilerin ödemelerinin başladığı bugünlerde verilecek destek önemlidir. Yetkililerin gereğini yapacağı ümidiyle servis esnafına kolaylıklar diliyoruz.
DOĞU TÜRKİSTAN’A DAHA FAZLA SESSİZ KALMAYIN.
Bir diğer gündem maddemiz ise Çin zulmü. Bilindiği gibi Çin, Doğu Türkistan’lı kardeşlerimizi asimile etmek için çeşitli zulümler uygulamaktadır. Yapılan tüm zulümlere karşı olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Saadet Partisi olarak her zaman zalimin karşısında, mazlumun yanındayız. Zalimin de, mazlumun da kim olduğunun bizim için bir önemi yoktur. Bu vesileyle Çin’i en sert şekilde kınıyorum. Bugün toplama kamplarına götürülerek bir daha haber alınamayan binlerce kardeşimiz vardır. Kardeşlerimiz ailelerinden haber alamamaktadır. İktidar ve ortakları ise gelişmeleri görmezden gelmektedir. Doğu Türkistan’daki zulmü duyurmaya çalışan Doğu Türkistanlılar çeşitli yöntemlerle engellenmekte, gözaltına alınmakta veya sınır dışı edilmektedir. Doğu Türkistanlı 10 kişilik bir grup Çin tarafından toplama kamplarında tutulan ailelerinin serbest bırakılması için Ankara’da basın açıklaması yapmak üzere 4 gün önce Ankara’ya gelirken ‘kamu düzenini tehdit ettikleri’ gerekçesiyle Ankara’ya alınmayarak İstanbul’a geri gönderildi. Bununla birlikte Türk vatandaşlarımızın da çeşitli zaman dilimlerinde yapmış oldukları basın açıklamaları ve benzer etkinlikler valilikler veya emniyet müdürlükleri tarafından ‘kamu düzenini tehdit ettikleri’ iddialarıyla engellenmektedir. Aralarında çocukların da olduğu Doğu Türkistanlı grubun Ankara’ya alınmaması talimatını kim verdi? Neden verdi? Aralarında çocukların da olduğu grup, hangi davranışları ile kamu düzenini tehdit etti? Yapılan uygulamayı kınıyorum. Sorunlarına dikkat çekmek için basın açıklaması yapmak isteyen kişileri, bazı çevrelerin “terör” olarak nitelemelerini asla kabul etmiyorum. İktidara Çin zulmüne daha fazla sessiz kalmamasını ve gereğini yapmasını çağrısında bulunuyorum.
ADİL BİR DÜNYA MUTLAKA KURULACAK ALLAH’IN İZNİYLE.
Son olarak vatandaşımızın karnını doyurmakta zorluk çektiği bu dönemde kamu kurumlarında lüks ve israf devam ediyor. Merkez Bankası 14 Temmuz’da pazarlık usulüyle ihaleye çıkarak 274 bin 350 TL’lik çikolata paketi satın alıyor. Bu tutar asgari ücretin yaklaşık 115 katı. Yani bir asgari ücretli bu rakamı kazanabilmek için yaklaşık 10 yıl çalışacak. Bir başka ifadeyle 115 kişi bir ay boyunca Merkez Bankası’nın satın aldığı çikolata paketinin ücreti için çalışacak. Bu kölelik değil de nedir? “Aynı gemideyiz “diyorlar, doğru ancak siz güvertede keyif çatarken biz kan ter içinde aşağıda kürek çekiyoruz. Ama böyle gitmeyecek ve “Adil Bir Dünya” mutlaka kurulacak Allah’ın izniyle.
Bu düşüncelerle hepinize teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.